Bir Halk Nasıl Kazanılır ve Harekete Geçirilir?

Tarih:

“Dostlarım, çok uzun zamandır özgürlük sadece onu satın almaya gücü yetenlere ait oldu.”

New York’un Queens bölgesindeki stadyumu dolduran 13 bin kişinin coşkulu tezahüratları eşliğinde yumruğunu havaya kaldıran genç lider, büyük bir inanç ve kararlılıkla sözlerine devam ediyor:

“New York’un oligarkları, dünya tarihindeki en zengin şehrin, en zengin ulusun en zengin insanlarıdır. Denklemin değişmesini istemiyorlar. Hakimiyetlerinin zayıflamasını engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Gerçek, tartışmaya kapalı olduğu kadar basittir de. Hepimizin özgürlüğe hakkı var.

Her birimiz, bu şehrin emekçileri, taksi şoförleri, aşçılar, hemşireler, açgözlülükle değil lütufla yaşamak isteyen herkes; hepimiz özgür olacağız.”

Coşku daha da artıyor ve “Zohran, Zohran” tezahüratları stadyumun her yanını sarıyor.

Sermaye sınıfına sert eleştirilerde bulunan genç lider, haykırmaya devam ediyor:

“Ulusumuzun kuruluşundan bu yana boğuştuğu bir soruya cevap vereceğiz: Kimin özgür olmasına izin verilir?

Bu soruyu duyan bazıları var ve cevabı tereddütsüz biliyorlar. Bunlar, ufukta ışık belirmeden önce başlayıp gökyüzünden renkler çekildikten çok sonrasına kadar emek verenlerin sırtından muazzam bir servet biriktiren oligarklardır. Bunlar Amerika’nın soyguncu baronlarıdır ve paralarının onlara hepimizden daha fazla söz hakkı verdiğine inanırlar.

Bu insanların her biri New York’un satılık olduğunu düşünüyor. Dostlarım, çok uzun zamandır özgürlük sadece onu satın almaya gücü yetenlere ait oldu. Onların özgürlüğü sadece haysiyet ve hakikat pahasına gelmiyor. Başkalarının da özgürlükleri pahasına geliyor. Onlar bizi parmaklarının altında tutmaya çalışan otoriterler, çünkü biliyorlar ki kendimizi bir kez salladığımızda bir daha asla zaptedilemeyeceğiz.”

Kürsüden yükselen sesle stadyum sallanıyor ve zaptedilemezliğin tutkusu tüm bedenleri sarıp sarmalıyor…

Demokratik Sosyalist Senatör Bernie Sanders ve Temsilciler Meclisi Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez ile birlikte ellerini birleştirip stadyumu selamlayan bu genç lider, bir yılda ABD siyasetini sarsan ve 4 Kasım 2025’te yapılacak New York Belediye Başkanlığı yarışını kazanmasına kesin gözüyle bakılan Demokratik Sosyalist Zohran Kwame Mamdani

4 Kasım’daki seçim yalnızca bir kentin, hatta ABD’nin bir kentinin sıradan bir seçimi olmanın ötesine çoktan taştı; sermayeye ve her şeyi yapabileceklerine yeminli oligarklara, otoriterlere karşı bir başkaldırının sahnesine dönüştü…

ABD’nin bir yanı Donald Trump’ın arsızca yükselttiği otoriterizm ile sallanırken, diğer yanı ise ABD’nin ve hatta dünya kapitalizminin başkenti sayılan New York kentinde “yeni bir umut dalgasının” kıvılcımını yakmaya, “dünyaya yeni bir hayal sunmaya, başka bir dünyanın mümkün olduğunu” haykırmaya hazırlanıyor.

zohran mamdani 1

‘DÜNYA DEĞİŞİYOR, MESELE ONU KİMİN DEĞİŞTİRECEĞİ’

Zohran Mamdani, stadyumdaki coşkulu destekçilerine “umut, cesaret, kararlılık, inanç ve dahası geleceği inşa etme” azmini tutkuyla aktarmaya devam ediyor:

İLGİLİ YAZI :  Batsın Bu Dünya, Yıkılsın Bu Düzen!

“Dostlarım, dünya değişiyor. Mesele bu değişimin gelip gelmeyeceği değil. Mesele onu kimin değiştireceği. Bir krizin ölçeğini biz belirleyemeyiz. Bizim seçimimiz nasıl karşılık vereceğimizdir.

Önümüzde çok az kişinin sahip olduğu ve daha da azının değerlendirdiği bir fırsat var. Bu fırsat dünyaya özgürlüğü kazanmanın ne demek olduğunu gösterme fırsatıdır. Bu fırsat, bizden önce gelenlerin bıraktığı mirası yaşatma fırsatıdır.”

Ve o fırsat yalnızca New Yorklular’ın değil, dünyanın her kentindeki insanlara açılan bir imkâna dönüşme potansiyeli taşıyor.

Gana doğumlu, Hint kökenli, Müslüman ve daha 2018’de ABD vatandaşlığı kazanmış 30’lu yaşların başındaki Zohran Mamdani, on yıllardır hâkim siyasetin ve müesses nizamın umutsuzluğa terk ettiği insanların “hayallerini” ve “umutlarını” yeniden ayağa kaldırıyor:

“Şehrimizi, onu evi olarak gören herkesin onurlu bir hayat yaşayabileceği bir şehir haline getireceğiz. Hiçbir New Yorklu hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu hiçbir şeyden mahrum bırakılmamalıdır.”

Zohran Mamdani’yi önemli kılan yalnızca savunduğu “demokratik sosyalist” düşünceleri ve siyasi programı değil. Bugün neoliberalizmin yıkıma uğrattığı ve aşırı sağın (faşist hareketlerin) etkisindeki dünya toplumlarına (özellikle sol muhalefete) en zor koşullarda dahi “siyasi mücadelenin”, “halkı harekete geçirmenin”, “bir davaya inanmanın” ve tutkuyla onun mücadelesinin nasıl yapılması gerektiğini göstermesi, öğretmesi…

Hem ABD’de hem dünyanın her yerinde solun tüm yelpazesi Zohran Mamdani hareketini yakından takip ediyor; sınıf siyaseti perspektifiyle mesafeli duran ve zaman zaman eleştirilerde bulunanlar olsa da, Mamdani’nin karamsarlık ve çözümsüzlüğe saplanmış dünya halklarına yeni bir umut ve çıkış kapısı araladığı ortak düşünce…

BİR YILDA SIFIRDAN ZAFERE GİDEN YOL

Mamdani, bir yılda büyük bir umut dalgasına dönüşen siyasi yolculuğunu anlatırken, hem stadyumdaki destekçilerine hem de bu hikâyeden kendilerine pay çıkartması gereken dünyanın her yerindeki muhaliflere şöyle sesleniyor:

“Bir yıl önce 23 Ekim’de bu kampanyayı başlattığımızda, orada bunu haber yapacak tek bir televizyon kamerası bile yoktu. Dört ay sonra, Şubat ayı gibi desteğimiz yüzde 1’e ulaştı. Kampanyamızı siyasi danışmanların hesap çizelgesine göre değil, şehri gerçekte olduğu gibi yansıtan bir hareket inşa etmek için yola çıktık. Bu şehirde hükümetin kime hizmet ettiğini temelden değiştirme fikri hayal bile edilemezdi. Rakiplerimizin on milyonlarca dolarlık saldırılarının üstesinden nasıl gelebileceğimizi sordular.”

Mamdani’nin halkın gerçek sorunlarına yaslanan, birebir kentin sokaklarında onlara temas eden stratejisi ve yol haritası kısa sürede sonuç verdi; “New York satılık değildir” sloganı kentin her yanına yayıldı, gençler rekor sayıda katılım gösterdi, göçmenler kendilerini şehirlerinin siyasetinde görürken, bir zamanlar şüpheci olan yaşlılar yeniden hayal kurmaya cesaret ettiler.

İLGİLİ YAZI :  Devrim 21. Yüzyılda Hayatta Kalabilir Mi?

Zohran Mamdani, bir yılda yarattıkları etkiyi ve oluşturdukları umut dalgasının boyutunu aktarırken oldukça sarsıcı bir fotoğraf da çekiyor:

“Adaylığımızı açıklamamızdan 13 gün sonra Donald Trump bir kez daha başkanlığı kazandı. Bronx ve Queens, ülkemizdeki tüm ilçeler arasında en büyük sağa kayışlardan bazılarını gördü. Hangi makaleyi okursanız okuyun ya da hangi kanalı açarsanız açın, hikâye aynı görünüyordu: Şehrimiz Sağ’a doğru gidiyordu.

Tekrar tekrar, Cumhuriyetçi Parti’yi yenme umudumuz varsa, bunun ancak Cumhuriyetçi Parti gibi olmakla mümkün olacağı söylendi. Ve bizim yaptığımız seçim, o uzmanları dinlemeyi bırakıp sizi dinlemeye başlamak oldu. Sağa en büyük kaymaların yaşandığı iki yere gittik: Fordham Yolu ve Hillside Caddesi.”

Mamdani’nin bu stratejik analiz ve tercihinin çok kritik ve hayati derecede öğretici olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Mamdani’nin 4 Kasım’daki seçim zaferinden sonra çokça konuşulacağı kanısındayım. Keza, on yıllardır sol muhalefet dünyanın hemen her yerinde sağın ve özellikle neobileral politikaların taklit ve tekrar edilmesiyle başarılı olacağı hülyasına kapıldı; sol hareketler halktan koptu ve yozlaştı.

Sol partiler doğrudan halka gitmenin yol ve yöntemlerini aramak yerine, sağ parti ve hareketlerle ittifak kurarak halkın desteğini kazanacakları rüyasına kapıldılar.

zohran mamdani 2

BİR HALK NASIL KAZANILIR VE HAREKETE GEÇİRİLİR?

Oysa gerçeği Zohran Mamdani, stadyumdan haykırmaya devam ediyordu.

“New Yorklular Trump seçmenlerinin karikatürize edilmiş hallerinden çok uzaktı. Bize Donald Trump’ı desteklediklerini çünkü sıradanlıkla rahatlamış ve sadece milyonlar verenlere zaman ayıran bir Demokrat Parti’den kopmuş hissettiklerini söylediler. Şirketlere borçlu bir parti tarafından terk edildiklerini hissettiklerini, bu partinin ne için olduğuna dair bir vizyon sunmak yerine sadece neye karşı olduğunu söyleyerek kendilerinden oy istediğini söylediler.

Hayatlarının en önemli sorunu olan hayat pahalılığı krizine çözüm sunuyormuş gibi bile yapmayan bir sisteme artık inanmadıklarını söylediler. Kira çok pahalıydı. Bakkaliye de öyle. Çocuk bakımı da öyle. Otobüse binmek de öyle. Ve iki ya da üç işte çalışmak hala yeterli değildi.

Trump, tüm kusurlarına rağmen, onlara ceplerine daha fazla para koyacak ve hayat pahalılığını düşürecek bir gündem vaat etmişti. Donald Trump yalan söyledi. Geride bıraktığı çalışan insanlar için bunu yapmak bize düşüyordu.”

Mamdani, 24 Haziran’daki Demokrat Parti ön seçimi öncesinde yaklaşık 60 bin gönüllünün katılımıyla büyük bir siyasi gücü harekete geçirdi ve ekonomik sorunları nasıl çözeceklerini kapı kapı dolaşarak anlattı.

“Bunu tek başımıza yapmadık” diyen Mamdani, yarattıkları siyasi organizasyonun büyüklüğünü bakın nasıl anlatıyor:

“Bu, on iki saatlik iş vardiyaları arasında kapıları çalan ve parmakları uyuşana kadar telefonla arayan on binlerce sıradan New Yorklu tarafından desteklenen bir hareketti. Daha önce hiç oy kullanmamış insanlar canla başla oy topladılar. Ön seçimlerde en fazla oyu alarak yüzde 13’lük bir farkla kazandık. Bu New Yorkluların bazıları Trump’a oy vermişti. Diğer birçoğu ise daha önce hiç oy kullanmamıştı. Topluluk oluştu. Şehrimiz birbirini ve kendisini tanıdı. Bu, dostlarım, sizin hareketinizdi ve her zaman da öyle kalacak.”

İLGİLİ YAZI :  Avrupa Solu Mamdani İçin New York'a Akın Ediyor

SERMAYE SINIFI BÜYÜK PANİK İÇİNDE

Zohran Mamdani, sermayenin saldırılarına karşı büyük bir ideolojik mücadeleyi bir yılda sokak sokak, ev ev hayatın içinde inşa ederek bugün siyasi mücadelenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin dünyaya yeni bir umut ve yeni bir model sunarken bir hafta sonra gerçekleşecek New York Belediye Başkanlığı seçimine bugün 90 bine ulaşmış gönüllüsüyle hazırlanıyor.

Sermaye sınıfı büyük bir panik içinde, Trump’dan medet umuyor. Demokrat Partili Eski Vali Andrew Cuomo (bağımsız olarak seçime giriyor) ve Cumhuriyetçi Partili Curtis Sliwa ile yarışacak olan Mamdani’nin en yakın rakibi Cuomo’ya tüm anketlerde çift haneli fark atıyor.

Zohran Mamdani, dünyanın birçok ülkesindeki “siyasi muhalefete rehber olacak” şu sözleri ise oldukça öğretici:

“Her New Yorklu için yer olan bir koalisyon kurmakta ısrar ettiğinizde, yarattığınız şey tam olarak budur: Muazzam bir güç. Milyonlarca New Yorklu ile konuştuk. Son birkaç ayda nasıl yöneteceğimize dair yeni planlar ortaya koyduk.

Andrew Cuomo, Eric Adams ve Curtis Sliwa’nın geleceğe yönelik bir ajandaları yok. Sahip oldukları tek şey geçmişin oyun kitabı. Bu seçimi, New Yorkluların hayatlarını tüketen ekonomik kriz üzerine değil, benim ait olduğum inanç ve normalleştirmeye çalıştıkları nefret üzerine bir referandum haline getirmeye çalıştılar.

Aynı büyük para bağışçıları ve gözden düşmüş politikacılar, onurlu bir yaşamın güzelliğini hak ettiğinizi düşünmedikleri için bizi mücadelemizden mahrum bırakmaya çalıştılar. Ve defalarca sizi daha az hayal kurmaya teşvik ettiler, çünkü yeniden hayal edilmiş bir New York’un kârlılıklarına zarar vereceğini biliyorlar.”

Hasılı, sermayenin tahakkümü Türkiye dahil dünyanın hemen her yerinde sürüyor. Mamdani, halka kendi elleriyle öreceği “bir siyasi gündem” ve “bir mücadele edilecek dava” verildiğinde “muazzam gücün” nasıl inşa edileceğinin en güzel örneği.

Keza, sermayenin “mali gücü, inanç ve nefret politikaları” da her yerde aynı. Ve yenildiklerinde kârlılıklarını kaybedeceklerini her yerde biliyorlar.

Kabus ve karamsarlık içinde yaşarken, tarihin ileriye doğru değişim gücü ve etkisinin nerede ve ne zaman doğacağını kestiremezsiniz.

Dominonun ilk taşı düşmek üzere olabilir…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Paylaş:

Abone Ol

spot_imgspot_img

Popüler

İlginizi Çekebilir
İlginizi Çekebilir

ChatGPT Gibi Programlar Her Dört Seçmenden Birinin Fikrini Değiştirebilir

İki çalışma, yapay zekanın seçmenleri ikna etmede geleneksel kampanyalardan...

CHP’nin 2025 Parti Programı: Demokratik Sosyalizm Perspektifinden Kapsamlı Bir Analiz

CHP’nin 2025 Programı, Türkiye’de demokratik sosyalist bir projenin “mümkün...

Sven Beckert’in Kapitalizmin Uzun Yükselişinin Günlüğü

Kapitalizm küresel bir ekonomik sistemdir, bu nedenle onun hakimiyetine...

Peter Thiel’in Kıyametçi Dünya Görüşü Tehlikeli Bir Fantezidir

Peter Thiel, son zamanlarda Deccal hakkında yaptığı saçma sapan...