CHP’nin 2025 Parti Programı: Demokratik Sosyalizm Perspektifinden Kapsamlı Bir Analiz

Tarih:

CHP’nin 2025 Programı, Türkiye’de demokratik sosyalist bir projenin “mümkün olduğunu” gösteriyor. Tarih, bu programın 21. yüzyıl Türkiye’sinde demokratik sosyalist dönüşümün başlangıcı mı yoksa gerçekleşmemiş bir vaat mi olacağını gösterecektir. Ancak şu açık: CHP, ilk kez bu kadar net biçimde sosyalist bir ufuk çizmiş ve Türkiye soluna yeni bir yol gösterme iddiasında.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 39. Olağan Kurultay’da kabul edilen yeni parti programı, Türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası oluşturduğu söylenebilir.

“Güçlü Yurttaş, Güvenli Gelecek, Kazanan Türkiye” sloganıyla sunulan bu program, program içerisinde sık sık “sosyal demokrasi” vurgusu yapılsa da parti tarihinde ilk kez “demokratik sosyalizmin” temel ilkelerini bu denli açık ve kapsamlı biçimde içselleştiren bir metin.

Demokratik sosyalizm, üretim araçlarının kamusal denetimini, ekonomik demokrasiyi, sosyal adaleti ve eşitliği savunurken, çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel hak ve özgürlüklere bağlı kalarak bu hedeflere ulaşmayı amaçlayan bir politik felsefedir.

Kısa bir süre önce CHP’nin yeni programına ilişkin kısa bir değerlendirme yazısı yazmıştım. Bu yazıda yeni programı demokratik sosyalizmin temel bileşenleri olan “ekonomik demokrasi, sosyal adalet, kamu mülkiyeti, emek hakları, eşitlik, çevre politikaları ve demokratik katılım” eksenlerinde ayrıntılı biçimde değerlendirmeye çalışacağım.

CHP 39. OLAĞAN KURULTAYI

DEMOKRASİ VE SİYASAL YAPI

Demokratik Sosyalizm İlkeleriyle Uyum

Güçlü Yönler:

Program, demokratik sosyalizmin temel taşlarından olan “katılımcı demokrasi” anlayışını güçlü biçimde vurguluyor. “Aktif yurttaşlık” kavramının merkeze alınması, yurttaşların seçimden seçime değil, sürekli olarak karar mekanizmalarına katılımının öngörülmesi demokratik sosyalizmin vazgeçilmez unsurlarından.

Parlamenter sisteme dönüş, kuvvetler ayrılığı ve denge-denetleme mekanizmalarının güçlendirilmesi vurgusu, demokratik sosyalizmi ekonomik demokrasiyle bütünleştirme yaklaşımıyla örtüşüyor. Özellikle TBMM’nin bütçe hakkının korunması ve güçlendirilmesi, ekonomik kararların demokratik denetimine yapılan vurgu önemli.

“Halk iktidarı” kavramına yapılan atıflar ve “millet iradesinin kayıtsız şartsız egemenliği” vurgusu, demokratik sosyalizmin halk egemenliği ilkesiyle uyumlu. Özellikle halkın TBMM’ye gündem teklif etmesi ve kanun önerisi sunması gibi doğrudan demokrasi mekanizmalarının öngörülmesi de değerli.

Zayıf Yönler ve Eksiklikler:

Ekonomik karar alma süreçlerinde “işçi konseylerinin” ve “ekonomik demokratik kurumların” detaylandırılması yetersiz. Demokratik sosyalizm, siyasal demokrasinin yanı sıra işyerlerinde, üretim alanlarında ve ekonomik planlama süreçlerinde de demokratik katılımı öngörür. Program bu konuda genel ifadelerle yetiniyor, kurumsal yapıları detaylandırmıyor.

“Toplumsal mutabakat” ve “ulusal uzlaşma” vurgularının, demokratik sosyalizmin “sınıf çatışmalarını kabul eden” gerçekçi yaklaşımıyla ne ölçüde uyumlu olduğu tartışmalı. Programda sermaye ile emek arasındaki yapısal çelişkiler yerine “uyum” vurgusu öne çıkıyor.

EKONOMİK YAPI VE KALKINMA

Kalkınmacı Devlet ve Planlama

Güçlü Yönler:

Programın en dikkat çekici yönlerinden biri, “devletin ekonomideki etkin rolüne” yapılan güçlü vurgu. “Devletçilik” ilkesinin yeniden yorumlanması ve “kalkınmacı devlet” kavramının merkeze alınması, demokratik sosyalizmin karma ekonomi ve stratejik sektörlerde kamu mülkiyeti anlayışıyla uyumlu.

“Planlı ekonomi” vurgusu son derece önemli. Programda “planlı kalkınma”, “stratejik hedef belirleme” ve “kamunun yönlendirici rolü” gibi kavramların öne çıkması, piyasa anarşisine karşı akılcı ekonomik örgütlenme savunusunu içeriyor. “Ulusal bir planlama kurumunun” oluşturulması önerisi somut ve değerli.

“Stratejik sektörlerin belirlenmesi” yaklaşımı (temel haklar, yaşamsal sektörler, verimlilik, adil dönüşüm, vb.) demokratik sosyalizmin “toplumsal ihtiyaçlara göre üretim” ilkesiyle uyumlu. Eğitim, sağlık, enerji, savunma gibi alanlarda kamunun üretici ve planlayıcı rol üstlenmesi öngörülüyor.

“Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin güçlendirilmesi”, özelleştirmelerin sınırlandırılması ve “kamu yararı gözetilerek” yapılmış özelleştirmelerin yeniden değerlendirilmesi vurgusu demokratik sosyalizmin kamu mülkiyeti yaklaşımıyla örtüşüyor.

Zayıf Yönler:

Program, özel mülkiyetin “sınırları ve kapsamı” konusunda belirsizlik içeriyor. Program, stratejik sektörlerde kamu mülkiyetini savunurken, özel sektörün sınırlarını net çizmiyor. Demokratik sosyalizm, özellikle “tekelleşmeye” yol açan ve toplumsal faydadan uzaklaşan “özel mülkiyetin sınırlandırılmasını” gerektirir.

“Kooperatifleşme” ve “ekonomik demokrasi” vurguları yüzeysel kalmış. Program, kooperatifleri desteklediğini belirtmekle birlikte, üretim araçlarının işçi mülkiyetine geçişi için somut adımlar sunmuyor. İşçi kooperatiflerinin teşviki, işletmelerin demokratikleştirilmesi gibi mekanizmalar detaylandırılmamış.

“Piyasa etkinliğinin tesisi” ifadeleri, demokratik sosyalizmin piyasa mekanizmasına temkinli yaklaşımıyla çelişiyor. Program, piyasayı düzenlemek ve yönlendirmekten bahsederken, piyasanın “etkin” hale getirilmesini de hedeflemektedir ki bu neo-klasik ekonomi anlayışına yaklaşıyor.

Maliye ve Vergi Politikası

Güçlü Yönler:

“Vergi adaleti” vurgusu demokratik sosyalizmin merkezinde yer alıyor. “Çok kazanandan çok, az kazanandan az” ilkesi ve dolaylı vergilerin azaltılması, gelir vergisinde artan oranlılığın güçlendirilmesi önerileri, zenginlikten yoksulluğa transferi önleyen ve adil bölüşümü sağlayan demokratik sosyalist vergi politikasıyla uyumlu.

“Üretken olmayan varlıkların vergilendirilmesi” ve sermaye gelirlerinin emek gelirlerine göre daha yüksek oranda vergilendirilmesi yaklaşımı değerli. Değerli konut vergisinin belediye geliri haline getirilmesi de yerel kaynak yaratımı açısından önemli.

“Şeffaflık” ve “hesap verebilirlik” vurguları, bütçe dışı fonların kaldırılması, TBMM’nin bütçe hakkının güçlendirilmesi demokratik sosyalizmin kamu kaynaklarının demokratik denetimi ilkesiyle uyumlu.

Zayıf Yönler:

“Sermaye hareketlerinin kontrolü” konusunda program yeterince radikal değil. Demokratik sosyalizm, spekülatif sermaye hareketlerinin sıkı denetimini ve gerektiğinde kısıtlanmasını gerektirir. Program, “uyumlu ve uzun vadeli” sermaye akımlarından bahsetmekle birlikte, “mali işlem vergisi” gibi somut araçları gündeme getirmiyor.

“Servet vergisi” ve “miras vergisi” gibi doğrudan yeniden dağılım araçlarına programda yer verilmiyor. Demokratik sosyalizmin güçlü yeniden dağılım mekanizmaları gerektiğine dair vurgusu, bu tür vergilerle güçlenebilirdi.

CHP 5

EMEK HAKLARI VE İSTİHDAM

Emeğin Üstünlüğü

Güçlü Yönler:

Programda, “emeğin üstünlüğü” ilkesi açıkça ve güçlü biçimde vurgulanıyor. “CHP, emeğin ve emekçilerin partisidir” ifadesi ve emeğin metalaştırılmasına karşı çıkış, demokratik sosyalizmin temel değerleriyle tam uyumlu.

“Sendikalaşma özgürlüğü”, toplu pazarlık ve grev hakkının güçlendirilmesi, sendika seçme özgürlüğü, sendika ve grev hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması gibi öneriler demokratik sosyalizmin vazgeçilmezleri. Kamu çalışanlarının da bu haklardan yararlanması öngörülüyor.

“İnsan onuruna yaraşır iş” kavramının benimsenmesi ve nitelikli işlerin tanımlanması (güvenli, güvenceli, yüksek gelirli, karar verme yetkisi veren) önemli. Program, güvenceli istihdam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine güçlü vurgu yapıyor.

“İşçi sağlığı ve iş güvenliği” konusunda “sıfır iş cinayeti” hedefi, denetimlerin artırılması, işveren sorumluluklarının güçlendirilmesi demokratik sosyalizmin emek koruma yaklaşımıyla uyumlu.

“Kıdem tazminatının korunması”, taşeron sisteminin kaldırılması, asgari ücretin istisnai hale getirilmesi, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz çalışmanın sonlandırılması somut ve değerli öneriler.

Zayıf Yönler:

“İşçi yönetimi” ve “ekonomik demokrasi” konusunda program yeterince ileri gitmiyor. İşçilerin yönetim kurullarında temsili, karar alma süreçlerine katılımı, kâr paylaşımı gibi mekanizmalar detaylandırılmamış. Demokratik sosyalizm, işyerlerinde demokratik katılımı ve zaman içinde işçi mülkiyetine geçişi hedefler.

“Çalışma saatlerinin kısaltılması” vurgusu var ancak somut hedef (örneğin 35 saatlik iş haftası gibi) belirtilmemiş. Demokratik sosyalizm, teknolojik ilerlemenin meyvelerinin işçilere daha fazla boş zaman olarak yansımasını savunur.

İLGİLİ YAZI :  Sol, Neoliberal Karanlık Çağ'dan Çıkıyor

“Otomasyonun” emek üzerindeki etkilerine dair koruma mekanizmaları var ancak, otomasyon kazançlarının işçilerle nasıl paylaşılacağına dair net politikalar eksik. “Robot vergisi, otomasyon vergisi, dijital servet vergisi” gibi araçlar gündeme getirilmemiş.

SOSYAL DEVLET VE REFAH

Sosyal Haklar

Güçlü Yönler:

“Temel vatandaşlık geliri” (evrensel temel gelir) önerisi, programın en radikal unsurlarından biri ve demokratik sosyalizmin koşulsuz sosyal haklar anlayışıyla uyumlu. Yoksulluk sınırının altındaki herkesin bu destekten yararlanması, sosyal yardımların siyasallaştırılmasının önüne geçebilir.

“Eğitim, sağlık, barınma haklarının kamusal, parasız ve erişilebilir” olması vurgusu demokratik sosyalizmin temel hizmetlerin metalaştırılmasına karşı duruşuyla örtüşüyor. Özellikle eğitimde “parasız, laik, kamusal, bilimsel” niteliklerin vurgulanması önemli.

“Sosyal konut seferberliği”, konut hakkının anayasal güvenceye alınması, sosyal konut kotalarının zorunlu hale getirilmesi demokratik sosyalizmin barınma hakkı anlayışıyla uyumlu. Barınmanın metalaştırılmasına karşı duruş net.

“Bakım hizmetlerinin kamusallaşması” (kreşler, yaşlı bakımı, engelli bakımı, vb.) demokratik sosyalizmin aile-devlet-piyasa ilişkisini yeniden düzenlemesi ve yeniden üretim emeğinin sosyalleştirilmesi ilkesiyle uyumlu. Bu, özellikle kadınların emek piyasasına katılımı için kritik.

Zayıf Yönler:

“Sosyal güvenlik sisteminin finansmanı” konusunda uzun vadeli sürdürülebilirlik planı eksik. Temel vatandaşlık geliri gibi kapsamlı bir programın finansmanının nasıl sağlanacağı detaylandırılmamış. Demokratik sosyalizm, böylesi programların finansmanında şeffaf ve adil bir vergi ve bütçe politikası öngörür.

“Koşulsuz temel gelir” tartışmasında, gelir testinin varlığı programı “koşullu” temel gelir kategorisine sokabilir. Demokratik sosyalizm, “evrensel” ve “koşulsuz” temel geliri savunur.

EŞİTLİK VE AYRIMCILIKLA MÜCADELE

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Güçlü Yönler:

“Mor ekonomik dönüşüm” kavramı son derece değerli ve demokratik sosyalizmin feminizm ve sosyalizmi bütünleştiren yaklaşımıyla uyumlu. Cinsiyet eşitliğinin ekonomik politikaların merkezine alınması, demokratik sosyalizmin toplumsal cinsiyet körü olmadığının göstergesi.

“İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş” ve kadına yönelik şiddetle mücadele vurgusu, kadın-erkek eşitliğinin yasal güvenceleri açısından önemli. Demokratik sosyalizm, patriarkal yapılarla mücadeleyi sosyal dönüşümün ayrılmaz parçası görür.

“Siyasette eşit temsil” için kota uygulamaları, fermuar sistemi, kadınların karar mekanizmalarında temsili demokratik sosyalizmin pozitif ayrımcılık ve eşitliğin sadece biçimsel değil, fiili olarak sağlanması ilkesiyle uyumlu.

Zayıf Yönler:

Program, “ataerkil kapitalizm” eleştirisini yeterince derinleştirmiyor. Kapitalist üretim ilişkilerinin cinsiyetçi işbölümünü nasıl yeniden ürettiğine dair analiz eksik. Demokratik sosyalizm, ekonomik sistem ile patriyarkal yapıların kesişimini ele alır.

“LGBTI+ hakları” konusu programda yetersiz kalmış. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı mücadele ifade edilmekle birlikte, somut koruma mekanizmaları ve pozitif ayrımcılık politikaları detaylandırılmamış.

Diğer Eşitlik Alanları

Güçlü Yönler:

“Engelli hakları”, “yaşlı politikaları”, “çocuk hakları” ve “Roman vatandaşların hakları” konularında kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmiş. Demokratik sosyalizmin “kimseyi geride bırakmama” ilkesiyle uyumlu bir perspektif var.

“Kürt sorunu” ve “kültürel haklar” konusunda demokratik çözüm vurgusu, “eşit yurttaşlık” ilkesi ve dil-kültür haklarının tanınması demokratik sosyalizmin çoğulculuk ve uluslar arası dayanışma ilkesiyle uyumlu. Kürt sorunu ve çözümüne ilişkin vaatlerin CHP tarihinde ilk kez bir parti programına girdiğini de özel olarak vurgulamadan geçmeyelim.

Zayıf Yönler:

“Sınıf temelli eşitsizlikler” programda diğer eşitsizlik kategorilerine göre daha az vurgulanmış. Demokratik sosyalizm için sınıf analizi merkezidir ve diğer eşitsizlik biçimlerinin sınıf yapılarıyla kesişimi önemli.

CHP 39. OLAĞAN KURULTAYI 3

ÇEVRE VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Güçlü Yönler:

“Yeşil adil dönüşüm” kavramı, iklim adaletinin vurgulanması, demokratik sosyalizmin ekolojik kriz ile sosyal adaleti birlikte ele alması ilkesiyle tam uyumlu. “Adil dönüşüm” vurgusu, işçilerin ve kırılgan kesimlerin geçiş sürecinde korunmasını öngörüyor.

“Fosil yakıtlardan çıkış”, yenilenebilir enerjiye geçiş ve bu süreçte kamunun öncü rol üstlenmesi demokratik sosyalizmin eko-sosyalist yorumuyla uyumlu. Enerji üretiminin kamusallaştırılması vurgusu önemli.

“Döngüsel ekonomi” ve “atık yönetimi” yaklaşımları, kaynakların akılcı kullanımı ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle örtüşüyor.

“İklim diplomasisi” ve “küresel iklim adaleti” vurgusu, demokratik sosyalizmin uluslararası dayanışma ve “Küresel Güney” ülkelerinin iklim adaleti taleplerine destek ilkesiyle uyumlu.

Zayıf Yönler:

“Büyüme paradigması” sorgulanmamış. Program, “yeşil büyüme”den bahsederken, sürekli ekonomik büyüme zorunluluğunun ekolojik sürdürülebilirlikle çelişip çelişmediğini tartışmıyor. Eko-sosyalizmin bazı yorumları, “büyümesiz refahı” (degrowth) ön plana çıkarıyor.

“Tüketim kültürü” ve “tüketimin toplumsal örgütlenişi” konuları eksik. Demokratik sosyalizm, sadece üretimi değil, tüketim kalıplarını da dönüştürmeyi hedefler.

DIŞ POLİTİKA VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA

Güçlü Yönler:

“Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesine bağlılık, demokratik sosyalizmin “anti-militarizm ve barış yanlısı” duruşuyla uyumlu. Barışın vurgulanması ve çatışmaların diplomatik çözümünün öncelenmesi önemli.

“Uluslararası dayanışma” vurgusu ve “çok taraflı diplomasi” benimsenmesi, demokratik sosyalizmin uluslararasıcılık ilkesiyle örtüşüyor.

“İnsan hakları” ve “demokrasi” merkezli dış politika yaklaşımı, demokratik sosyalizmin evrensel değerlere bağlılığıyla uyumlu.

Zayıf Yönler:

“Emperyalizm eleştirisi” yetersiz. Demokratik sosyalizm, küresel kapitalizmin eşitsiz yapısını ve emperyalist ilişkileri merkezi bir sorun olarak görür. Program, bu konuda yeterince eleştirel değil.

“NATO üyeliği” ve “Batı İttifakı” konusunda eleştirel bir değerlendirme yapılmamış. Demokratik sosyalizm, askeri ittifakları sorgulamayı ve bağımsız dış politikayı önceler.

“Küresel Güney” ülkeleriyle dayanışma ve “anti-kapitalist uluslararası bloklar” konusu eksik. Demokratik sosyalizm, küresel ekonomik düzenin dönüşümü için “Güney-Güney” iş birliğini önemser.

BİLİM, TEKNOLOJİ VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Güçlü Yönler:

“Bilimsel bilginin kamuya ait olması”, açık kaynak yaklaşımı ve kamusal AR-GE yatırımlarının öncelenmesi demokratik sosyalizmin “bilginin metalaştırılmasına” karşı duruşuyla uyumlu.

“Teknolojik gelişmenin toplumsal faydaya yönlendirilmesi”, “teknolojinin toplumsallaşması” vurgusu demokratik sosyalizmin teknolojik ilerlemenin meyvelerinin tüm topluma ait olması ilkesiyle örtüşüyor.

“Dijital uçurumun kapatılması”, internete erişimin temel hak olarak tanınması, demokratik sosyalizmin eşitlikçi dijital erişim politikasıyla uyumlu.

“Yapay zekânın etik düzenlenmesi”, algoritmik şeffaflık ve hesap verebilirlik demokratik sosyalizmin teknoloji şirketlerinin denetimine dair yaklaşımıyla uyumlu.

Zayıf Yönler:

“Dijital platformların kamusallaştırılması” veya “ortak mülkiyeti” gibi daha radikal öneriler programda yer almıyor. Demokratik sosyalizm, tekelleşmiş dijital platformların (Facebook, Google, vb.) kamu veya kooperatif mülkiyetine geçişini tartışabilir.

“Veri mülkiyeti” konusunda net bir konum yok. Demokratik sosyalizm, kişisel verilerin bireylere ait olması ve büyük verinin kamusal yarar için kullanılması ilkelerini savunur.

GÜVENLİK VE DİRENÇLİLİK

Güçlü Yönler:

“Demokratik güvenlik” anlayışı ve güvenliğin sadece askeri boyutla sınırlı olmadığı vurgusu demokratik sosyalizmin bütünsel güvenlik yaklaşımıyla uyumlu. Ekonomik güvenlik, sosyal güvenlik, gıda güvenliği gibi boyutların dikkate alınması önemli.

“Kolluk reformu”, şeffaflık ve hesap verebilirlik, insan haklarına dayalı güvenlik anlayışı demokratik sosyalizmin silahlı güçlerin demokratik denetimi ilkesiyle örtüşüyor.

Zayıf Yönler:

“Savunma harcamalarının sınırlandırılması” konusunda net bir hedef yok. Demokratik sosyalizm, askeri harcamaların azaltılmasını ve kaynakların sosyal alanlara kaydırılmasını savunur.

CHP 6

SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME

CHP’nin yeni parti programı, demokratik sosyalizm ilkeleriyle “önemli ölçüde uyumlu” bir metin olarak değerlendirilebilir. Program, klasik sosyal demokrat söylemden önemli adımlarla ileride durarak, demokratik sosyalizmin temel unsurlarını kucaklıyor.

Programın Güçlü Yanları:

  1. Devletin ekonomideki etkin rolü ve planlı ekonomi vurgusu
  2. Emeğin üstünlüğü ilkesi ve güçlü sendikacılık desteği
  3. Temel vatandaşlık geliri gibi radikal sosyal politikalar
  4. Kamu hizmetlerinin parasız ve erişilebilir olması
  5. Yeşil adil dönüşüm ve iklim adaleti anlayışı
  6. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ekonomik politikalarla bütünleştirilmesi
  7. Vergi adaleti ve zenginlerin daha fazla vergilendirilmesi
  8. Katılımcı demokrasi ve aktif yurttaşlık vurgusu
İLGİLİ YAZI :  Neoliberalizmin Doğuşu ve İdeolojik Temelleri - 1

Programın Zayıf Yönleri ve Eksiklikleri:

  1. Özel mülkiyetin sınırları net çizilmemiş
  2. İşçi yönetimi ve ekonomik demokrasi yeterince detaylandırılmamış
  3. Kooperatifleşme ve işçi mülkiyeti yüzeysel kalmış
  4. Sınıf analizi ve sınıf çatışması vurgusu zayıf
  5. Büyüme paradigması sorgulanmamış
  6. Emperyalizm eleştirisi eksik
  7. NATO ve askeri ittifaklar eleştirel değerlendirilmemiş
  8. Dijital platformların kamusallaştırılması gibi radikal dijital politikalar yok

Demokratik Sosyalizm Perspektifinden Genel Puanlama:

Program, demokratik sosyalizmin temel ilkeleri üzerinden değerlendirecek ve bir puanlama yapacak olsak 10 üzerinden 7-7.5 puan düzeyinde karşıladığını söyleyebiliriz. Bu, CHP’nin tarihinde görülmemiş bir yaklaşım olmakla birlikte, tam anlamıyla demokratik sosyalist bir program için daha radikal adımlara ihtiyaç var.

İleriye Dönük Öneriler:

  1. Üretim araçlarının demokratikleştirilmesi için somut mekanizmalar geliştirilmeli (işçi yönetim kurulları, işçi kooperatifleri, çalışan hisse sahipliği, vb.)
  2. Tekelleşmeye karşı daha radikal politikalar benimsenmeli (büyük şirketlerin bölünmesi, kamusallaştırma, demokratik mülkiyet modelleri)
  3. Sınıf perspektifi güçlendirilmeli, sermaye-emek çelişkisi daha net ifade edilmeli
  4. Ekolojik sürdürülebilirlik için büyüme paradigması sorgulanmalı, alternatif refah ölçütleri geliştirilmeli
  5. Dış politikada emperyalizm eleştirisi güçlendirilmeli, bağımsız ve barışçıl bir dış politika için somut adımlar tanımlanmalı
  6. Dijital kamu alanları ve platform kooperatifçiliği gibi 21. yüzyıl demokratik sosyalizm araçları programa dahil edilmeli

Tarihsel Bağlam:

Bu program, CHP’nin 1960’larda “ortanın solu” (İsmet İnönü) söylemiyle başlayan, 1970’lerde “demokratik sol” (Bülent Ecevit) kimliğiyle devam eden ve 1990’larda “sosyal demokrat” (Erdal İnönü) bir parti olarak tanımlanan evriminin “en sol noktası” olarak görülebilir. Program metninde “demokratik sosyalizm” kavramı bizzat hiç kullanılmamış olsa da onu içeren ve tanımlayan kavramların bu denli açık kullanılması, partinin ideolojik netleşme sürecinde önemli bir aşama.

Sonuç olarak, CHP’nin yeni siyasi programı, Türkiye’nin sosyo-ekonomik ve siyasal dönüşümü için demokratik sosyalist bir vizyon sunuyor. Program, tam anlamıyla demokratik sosyalist olmasa da, bu yönde güçlü bir potansiyel taşıyor ve “sosyal demokrasiden demokratik sosyalizme geçişin” ara formu olarak değerlendirilebilir.

Özellikle küresel düzeyde neo-liberal hegemonyanın kriz içinde olduğu, eşitsizliklerin derinleştiği ve iklim krizinin aciliyetinin arttığı bir dönemde, CHP’nin bu programı Türkiye siyasetinde önemli bir alternatif oluşturuyor.

Uluslararası Karşılaştırma:

Programı uluslararası demokratik sosyalist hareketlerle karşılaştırdığımızda:

Avrupa Demokratik Sosyalist Partileriyle Benzerlikler:

  • İspanya’daki Podemos, Yunanistan’daki SYRIZA ve İngiltere’deki Jermy Corbyn dönemi İşçi Partisi’nin programlarıyla önemli paralellikler içeriyor.
  • Kamu hizmetlerinin yeniden kamusallaştırılması, yeşil yeni mutabakat (Green New Deal), temel gelir gibi politikalar ortak zemini oluşturuyor.
  • Ancak Latin Amerika’daki 21. Yüzyıl Sosyalizmi hareketlerinin (Venezuela, Bolivya, Ekvador) radikal kamusallaştırma ve toplumsal örgütlenme modellerinin gerisinde kalıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Demokratik Sosyalist Hareketle Karşılaştırma:

  • Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez‘in savunduğu politikalarla (Medicare for All, Green New Deal, işçi haklarının güçlendirilmesi) önemli benzerlikler var.
  • Ancak servet vergisi, Wall Street işlem vergisi gibi daha radikal mali araçlar CHP programında eksik.

PROGRAMIN DİYALEKTİK ANALİZİ

İçsel Çelişkiler ve Gerilimler

Program, demokratik sosyalizmin gerilim alanlarını da içeriyor:

  1. Piyasa-Plan Gerilimi: Program bir yandan “piyasa etkinliği”nden, diğer yandan “planlı ekonomi”den bahsediyor. Bu ikisinin nasıl dengeleneceği net değil. Demokratik sosyalizm, piyasa mekanizmasını tamamen reddetmez ancak onu toplumsal planlama ve demokratik denetime tabi kılar. Programda bu denge yeterince açık değil.
  2. Ulusal Kalkınma-Küresel Entegrasyon Gerilimi: Program, bir yandan “ulusal bağımsızlık” ve “stratejik otonomi”den bahsederken, diğer yandan AB üyeliği ve küresel ekonomiye entegrasyonu savunuyor. Demokratik sosyalizm açısından, küresel kapitalist sistemle nasıl bir ilişki kurulacağı kritik bir soru ve program bu konuda çelişkili mesajlar veriyor.
  3. Büyüme-Sürdürülebilirlik Gerilimi: “Nitelikli büyüme” vurgusu ile “ekolojik sürdürülebilirlik” arasındaki gerilim çözümlenmemiş. Eko-sosyalizm, sınırsız büyüme paradigmasının gezegenin ekolojik sınırlarıyla çeliştiğini savunur. Program bu tartışmaya girmemiş.
  4. Reformizm-Dönüşüm Gerilimi: Program, sistemin radikal dönüşümünden mi yoksa reform edilmesinden mi bahsettiğini net olarak ifade etmiyor. “Yeni düzen kurma” gibi ifadeler radikal dönüşüme işaret ederken, mevcut kurumların reformu da vurgulanıyor.

Hegemonya Stratejisi

Gramscian anlamda, program bir “karşı-hegemonya” inşa etme çabası içeriyor. CHP, neo-liberal hegemonyanın yerini alacak yeni bir “sağduyu” (common sense) oluşturmaya çalışıyor:

  • Yeni kavramlar: “Kalkınmacı devlet”, “mor ekonomik dönüşüm”, “aktif yurttaşlık”, “yeşil adil dönüşüm” gibi kavramlar yeni bir politik sözcük dağarcığı oluşturuyor.
  • Değer dönüşümü: Programın “haysiyetli yaşam”, “emeğin üstünlüğü”, “kimseyi geride bırakmama” gibi vurguları, toplumsal değerlerin yeniden tanımlanmasına yönelik.
  • Kurumsal alternatif: Program, sadece iktisadi değil, siyasal ve sosyal kurumların da dönüşümünü öneriyor.

Ancak bu karşı-hegemonya stratejisinin “örgütsel boyutu” programda eksik. Gramsci’nin vurguladığı “organik entelektüeller”, “mevzi savaşı”, “tarihsel blok” gibi kavramların pratik karşılıkları detaylandırılmamış.

UYGULAMA SORUNU

Demokratik sosyalist bir programın en kritik sorunu, “uygulanabilirliği” ve “sermaye direnciyle başa çıkma” stratejisidir.

Sermaye Kaçışı ve Ekonomik Sabotaj Riski

Sorun: Radikal bir programın uygulanmaya başlaması durumunda, sermaye kaçışı, yatırım grevi, kredi derecelendirme kuruluşlarının saldırıları, spekülatif saldırılar gibi ekonomik dirençle karşılaşılması olası. Şili‘deki Allende deneyimi, Yunanistan‘daki SYRIZA iktidarı bu konuda acı örnekler sunuyor.

Programın Yaklaşımı: Program, bu konuda “yetersiz” kalıyor. Sermaye kontrolleri, para transferlerinin denetimi, merkez bankasının araçları gibi mekanizmalar detaylandırılmamış.

Demokratik Sosyalizm Perspektifi:

  • Sermaye kontrolleri ve döviz piyasalarının düzenlenmesi açık bir şekilde programda olmalı
  • Stratejik sektörlerin hızla kamusallaştırılması için acil eylem planı bulunmalı
  • Halk desteğinin örgütlenmesi ve ekonomik sabotaja karşı toplumsal mobilizasyon stratejisi geliştirilmeli

Geçiş Stratejisi

Eksik Olan: Programda, mevcut durumdan hedeflenen yapıya nasıl geçileceğine dair “aşamalı bir plan” yok. Hangi reformların önce, hangilerinin sonra uygulanacağı belirsiz.

Demokratik Sosyalist Yaklaşım:

  • İlk 100 gün acil eylem planı: Temel haklarda düzenlemeler, işçi haklarının güçlendirilmesi, vergi reformu
  • 1. yıl: Stratejik sektörlerin kamusallaştırılması, planlama kurumlarının oluşturulması
  • Orta vade (2-4 yıl): Ekonomik demokratikleşme, kooperatifleşme, yeşil dönüşüm yatırımları
  • Uzun vade (5+ yıl): Tam ekonomik demokrasi, işçi mülkiyetinin yaygınlaşması

Uluslararası Dayanışma İhtiyacı

Demokratik sosyalizm, bir ülkede sosyalizm inşasının zorluklarının farkındadır ve uluslararası dayanışmayı zorunlu görür. Program, bu konuda “genel ifadeler” içeriyor ve somut uluslararası iş birliği mekanizmaları önerilmemiş.

Öneriler:

  • Benzer programları olan Akdeniz sosyalist/sol partileriyle (İspanya, Yunanistan, Portekiz) iş birliği platformları
  • Küresel Güney ülkeleriyle ekonomik iş birliği anlaşmaları
  • Alternatif uluslararası finans mekanizmaları (BRICS benzeri)
  • İklim adaleti için küresel harekete katılım

TOPLUMSAL TABAN VE SINIF ANALİZİ

Hangi Sınıflar İçin Program?

Program, “evrenselci” bir dil kullanıyor ve “tüm yurttaşlar”dan bahsediyor. Ancak demokratik sosyalizm, toplumsal sınıfların farklı çıkarlara sahip olduğunu kabul eder.

Programın Sosyal Tabanı:

  1. İşçi sınıfı: Organize ve örgütsüz emekçiler
  2. Alt orta sınıf: Küçük esnaf, KOBİ sahipleri, serbest meslek sahipleri
  3. Entelektüeller ve profesyoneller: Öğretmenler, sağlık çalışanları, akademisyenler
  4. Gençlik: İşsiz ve güvencesiz çalışan gençler
  5. Kadınlar: Özellikle emek piyasasının dışında kalanlar veya güvencesiz çalışanlar
  6. Emekliler: Düşük emekli maaşından zarar görenler
İLGİLİ YAZI :  Araf Dönemden Çıkış: Neoliberal Labirentten Yeni Sol Ufka

Eksik Kalan:

  • Kırsal emekçiler ve tarım işçileri programda yeterince temsil edilmemiş
  • Enformel sektör çalışanları için özel politikalar sınırlı
  • Göçmen işçiler görünmez kalmış

Burjuvazinin Fraksiyonları

Program, “büyük sermaye” ile “üretici sermaye/KOBİ” ayrımı yapıyor ve ikincisini desteklemeyi öneriyor. Bu, stratejik olarak önemli olmakla birlikte, demokratik sosyalizm açısından sorunlu:

  • KOBİ’ler de kapitalist üretim ilişkilerine dayanıyor ve emek sömürüsü yapabilir
  • “İyi sermayeci”, “kötü sermayeci” ayrımı, sermayenin yapısal eleştirisini zayıflatır
  • Demokratik sosyalizm, tüm sermaye biçimlerinin demokratik denetime tabi tutulmasını savunur

CHP 39. OLAĞAN KURULTAYI

FİKİR TARİHİ PERSPEKTİFİ

Programın Fikri Kökleri

CHP’nin programının, demokratik sosyalizmin farklı geleneklerinden etkilendiği söylenebilir:

  1. Fabian Sosyalizmi (İngiltere):
  • Aşamalı reform vurgusu
  • Devletin yönlendirici rolü
  • Uzman bilgisine güven
  1. İskandinav Sosyal Demokrasisi:
  • Güçlü refah devleti
  • Aktif işgücü piyasası politikaları
  • Uzlaşmacı endüstri ilişkileri (korporatizm)
  1. Austro-Marxism / Avustro Marksizm:
  • Katılımcı demokrasi vurgusu
  • Kültürel özerklik (Kürt sorunu yaklaşımında)
  1. Yeşil Sosyalizm/Eko-sosyalizm:
  • İklim adaleti
  • Yeşil dönüşüm
  • Sürdürülebilirlik
  1. Feminist Sosyalizm:
  • Mor ekonomik dönüşüm
  • Bakım emeğinin sosyalleştirilmesi
  • Patriyarkal yapılarla mücadele

Programda Olmayan Gelenekler:

  • Konsey komünizmi ve öz-yönetim sosyalizmi (Yugoslav modeli)
  • Piyasa sosyalizmi tartışmaları
  • Katılımcı ekonomi (Parecon) gibi alternatif ekonomik modeller

Türkiye Sol Geleneği İçinde Konum

Program, Türkiye solunun farklı geleneklerini sentezleme çabası taşıyor:

  • Kemalist modernleşme projesi (laiklik, çağdaşlaşma, devletçilik)
  • 1960’lar ortanın solu hareketi (planlama, karma ekonomi)
  • 1970’ler demokratik sol söylemi (sınıf tabanına dayanan sosyal demokrasi)
  • 1990’lar sosyal demokrasisi (insan hakları, çoğulculuk)
  • 2000’ler yeni sol hareketleri (iklim adaleti, feminizm, LGBTI+ hakları, kentsel hareketler)

Bu sentez çabası “zenginlik” sağlamakla birlikte, “tutarsızlıklara” da yol açıyor.

KRİTİK DEĞERLENDİRME – ÇEŞİTLİ BAKIŞ AÇILARI

CHP’nin yeni program metnine toplumun farklı kesimlerinden (siyasal analiz perspektiflerinden) farklı yorumlar / eleştiriler /itirazlar yöneltilebilir. Bunlar, siyasi mücadele süreçlerinde gündeme getirilip tartışmaya açılacaktır. Bunları şöyle özetlemek mümkün:

Marksist Eleştiri

Olası Marksist İtirazlar:

  1. Devlet kapitalizmi riski: Devletin ekonomideki artan rolü, eğer işçi denetimi olmadan gerçekleşirse, devlet kapitalizmini güçlendirebilir.
  2. Sınıf mücadelesinin yumuşatılması: “Toplumsal uzlaşma” vurgusu, sermaye-emek çelişkisini gizler.
  3. Reformizmin sınırları: Kapitalist çerçeve içinde kalındığı sürece, yapısal dönüşüm gerçekleşmeyecektir.
  4. Parlamenter yol yanılsaması: Burjuva devlet aygıtı, sosyalist dönüşüme karşı direnecektir.

Yanıt: Demokratik sosyalizm, Marksizmin devrimci stratejisini reddetmez ancak parlamenter demokrasi içinde radikalizmi mümkün görür. Program, “yeni düzen kurma” vurgusuyla reformizmin ötesine geçme iddiasında.

Anarşist Eleştiri

Olası Anarşist İtirazlar:

  1. Devlet merkeziyetçiliği: Devletin güçlendirilmesi, özgürlükler için tehdit oluşturur.
  2. Yukarıdan empoze edilen çözümler: Yerel ve tabandan örgütlenme yetersiz.
  3. Hiyerarşik yapıların yeniden üretilmesi: Program, otoriter yapıları dönüştürmek yerine sahiplik değiştiriyor.

Yanıt: Program, katılımcı demokrasi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vurgularıyla libertaryen unsurlar içeriyor. Ancak, anarşist perspektiften yetersiz kalacağı açık.

Liberal/Sosyal Liberal Eleştiri

Olası Liberal İtirazlar:

  1. Ekonomik özgürlüklerin kısıtlanması: Devletin piyasaya müdahalesi, girişimcilik özgürlüğünü sınırlar.
  2. Verimsizlik riski: Kamusallaştırma ve planlama, ekonomik verimliliği azaltabilir.
  3. Bireysel özgürlükler-kollektif refah gerilimi: Sosyal hakların genişletilmesi, bireysel özgürlükleri sınırlayabilir.

Yanıt: Demokratik sosyalizm, biçimsel özgürlüklerin fiili özgürlüklere dönüşmesi için ekonomik eşitliği zorunlu görür. Program, bireysel özgürlükler ile sosyal hakları karşıt değil, birbirini tamamlayan unsurlar olarak ele alıyor.

Muhafazakâr Eleştiri

Olası Muhafazakâr İtirazlar:

  1. Geleneksel değerlerin göz ardı edilmesi: Aile, din, gelenek gibi kurumlar yeterince vurgulanmamış
  2. Radikal değişim: Toplumsal istikrar, kademeli değişim yerine hızlı dönüşümle tehdit ediliyor.
  3. Ulusal kimlik: Evrenselcilik vurgusu, ulusal kimlikleri zayıflatabilir.

Yanıt: Demokratik sosyalizm, muhafazakârlıkla uzlaşmaz. Ancak program, Atatürkçü milliyetçilik üzerinden ulusal kimliği koruma iddiasında ve “devrimci muhafazakârlık” vurgusuyla gelenekle köklü bağ kuruyor.

SENARYOLAR VE RİSKLER

İyimser Senaryo

Program tam olarak uygulanırsa aşağıdaki takvime bağlı olarak somut ilerlemeler sağlanabilir:

  • İlk 5 yıl: Demokratik kurumların güçlenmesi, emek haklarının genişlemesi, sosyal eşitsizliklerin azalması
  • 5-10 yıl: Ekonomik yapının dönüşümü, yeşil ekonomiye geçiş, eğitim ve sağlık sisteminin iyileşmesi
  • 10+ yıl: Tam ekonomik demokrasi, işçi mülkiyetinin yaygınlaşması, ekolojik sürdürülebilirlik, toplumsal eşitlik

Sonuç: Türkiye, demokratik sosyalizmin başarılı bir örneği haline gelir, bölgeye ilham verir.

Kötümser Senaryo

Program dirençle karşılaşırsa:

  • Sermaye direnci: Yatırım grevi, sermaye kaçışı, ekonomik sabotaj
  • Uluslararası baskı: AB, IMF, kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptırımları
  • İçerideki muhalefet: Bürokrasi, yargı, ordu içindeki muhafazakâr direniş
  • Medya savaşı: Özel medyanın propaganda kampanyaları

Sonuç: Program sulandırılır veya tamamen terk edilir (SYRIZA örneği).

Gerçekçi Senaryo

Muhtemelen yaşanacak olan:

  • Programın aşamalı ve kısmi uygulanması
  • Bazı alanlarda (sosyal haklar, emek hakları, çevre) ilerleme, bazılarında (kamusallaştırma, ekonomik demokrasi) yavaş ilerleme veya geriye gidiş
  • Sürekli müzakere ve mücadele süreci
  • Toplumsal örgütlenme düzeyinin belirleyici olması

Kritik faktör: İşçi sınıfının, gençliğin ve kadınların örgütlülük düzeyi ve mücadele kapasitesi.

CHP 4

SONUÇ: DEMOKRATİK SOSYALİZMİN TÜRKİYE’DEKİ GELECEĞİ

“CHP’nin Yeni Parti Programı”, Türkiye siyasal tarihinde demokratik sosyalist bir alternatifin en net ve kapsamlı ifadesi niteliğinde. Program, neo-liberal kapitalizmden demokratik sosyalizme geçişin temel taşlarını içeriyor, ancak tam anlamıyla radikal bir kopuşu içermiyor.

Programın Tarihi Önemi:

  1. İdeolojik netleşme: CHP, ilk kez bu kadar açık biçimde sosyalist sözcükleri ve kavramları kullanıyor.
  2. Alternatif hegemonya: Neo-liberal “akıl dışı”na karşı yeni bir “sağduyu” inşa etme çabası var.
  3. Küresel bağlam: Dünya genelinde yükselen “demokratik sosyalist dalganın” Türkiye ayağını oluşturabilir.

Temel Güçlü Yönler:

  • Ekonomide devletin etkin rolü ve planlama
  • Emek haklarının güçlendirilmesi
  • Kapsamlı sosyal haklar ve temel gelir
  • Yeşil adil dönüşüm
  • Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ekonomiyle bütünleştirilmesi
  • Katılımcı demokrasi

Temel Zayıf Yönler:

  • İşçi yönetimi ve ekonomik demokrasi konusunda somut adımların eksikliği
  • Özel mülkiyetin sınırlarının belirsizliği
  • Sınıf perspektifinin zayıflığı
  • Uygulama stratejisinin eksikliği
  • Sermaye direncine karşı hazırlığın yetersizliği
  • Uluslararası dayanışma mekanizmalarının detaylandırılmamışlığı

Demokratik Sosyalizm Ölçeğinde Değerlendirme:

Program, “reformist sosyal demokrasi” ile “devrimci sosyalizm” arasında bir yerde konumlanıyor ve “demokratik sosyalizmin ılımlı versiyonuna” karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Skandinav sosyal demokrasisinin ötesinde ancak Allende’nin Şili’si veya Chavez’in Venezuelası kadar radikal değil.

10 üzerinden puanlama:

  • Siyasal demokrasi: 8/10
  • Ekonomik demokrasi: 6/10
  • Sosyal haklar: 9/10
  • Emek hakları: 8/10
  • Ekolojik sürdürülebilirlik: 7/10
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği: 8/10
  • Uluslararası dayanışma: 5/10
  • Anti-kapitalist radikalizm: 6/10

Genel ortalama: 7.1/10

SON SÖZ

CHP’nin 2025 Programı, Türkiye’de demokratik sosyalist bir projenin “mümkün olduğunu” gösteriyor. Ancak, bu projenin “başarılı olabilmesi” için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekiyor:

  1. Toplumsal örgütlenme: İşçi sınıfının, gençliğin, kadınların, ekoloji hareketinin güçlü örgütlenmesi
  2. İdeolojik mücadele: Programın halka anlatılması, karşı-hegemonya inşası
  3. Uluslararası dayanışma: Benzer hareketlerle iş birliği
  4. Stratejik netlik: Sermaye direncine karşı hazırlık, geçiş planının detaylandırılması
  5. Parti içi demokrasi: Programın sadece kâğıt üzerinde kalmaması, parti içinde sahiplenilmesi

Demokratik sosyalizm, bir “süreçtir”, statik bir hedef değil. CHP’nin programı, bu sürecin başlangıç noktası olabilir, ancak tek başına yeterli değil. Programın gerçek değeri, harekete geçireceği toplumsal dinamiklerle ölçülecektir.

Tarih, bu programın 21. yüzyıl Türkiye’sinde demokratik sosyalist dönüşümün başlangıcı mı yoksa gerçekleşmemiş bir vaat mi olacağını gösterecektir. Ancak şu açık: “CHP, ilk kez bu kadar net biçimde sosyalist bir ufuk çizmiş ve Türkiye soluna yeni bir yol gösterme iddiasında.”

“Başka bir dünya mümkün” sloganı, artık sadece bir hayal değil, kitlesel bir partinin somut bir siyasal programı haline gelmiş durumda.

Bu programın hayata geçip geçmemesi, Türkiye emekçilerinin, gençliğinin ve tüm ezilenlerin örgütlü mücadelesine bağlı.


NOT: CHP’nin yeni parti programının tam metnini BURADAN okuyabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Paylaş:

Abone Ol

spot_imgspot_img

Popüler

İlginizi Çekebilir
İlginizi Çekebilir

ChatGPT Gibi Programlar Her Dört Seçmenden Birinin Fikrini Değiştirebilir

İki çalışma, yapay zekanın seçmenleri ikna etmede geleneksel kampanyalardan...

Sven Beckert’in Kapitalizmin Uzun Yükselişinin Günlüğü

Kapitalizm küresel bir ekonomik sistemdir, bu nedenle onun hakimiyetine...

Peter Thiel’in Kıyametçi Dünya Görüşü Tehlikeli Bir Fantezidir

Peter Thiel, son zamanlarda Deccal hakkında yaptığı saçma sapan...

Zavallı Kılıçdaroğlu!

Sosyal medyada paylaştığı video ile CHP'yi hedef alan çıkışından...