Zavallı Kılıçdaroğlu!

Tarih:

Sosyal medyada paylaştığı video ile CHP’yi hedef alan çıkışından sonra bu kez iktidarın yarı resmi yayın organı Sabah Gazetesi’ne konuşan CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yine esip gürlemiş…

Şöyle buyurmuş:

“Yolsuzluğa bulaşan kim varsa hesap vermek zorundadır. Bu devlet, yolsuzluğa bulaşan kim varsa makamına ve konumuna bakmadan, sağ kolu olsa kesip atmak, sol gözü olsa oyup çıkarmak zorundadır. Hodri meydan!

Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleri ile anılmaz, bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir.

Çıksınlar, söylediklerimin neresinin yanlış olduğunu millete açıklasınlar. Hodri meydan! Sahte hesaplarla ve organize linç girişimleriyle geri adım atmam. Ben doğruları söyledim; eğer bir itirazları varsa, gerçek kimlikleriyle ortaya çıkıp söylesinler.”

İlahi Kılıçdaroğlu!

“Hodri meydan” diyecek kadar eminsen ve yürekliysen elini tutan mı var, “iktidarın komiseri” gibi hareket etmeye gönüllüysen buyur meydan, ne biliyorsan belgeleriyle “çık açıkla”, ifşa et!

Hangi aklı başında CHP’li, vicdanlı, namuslu yurttaş yolsuzluk ve rüşvet çarkına “evet” diyebilir ve hoş görebilir ki!

Demek sen de “demokrasi treninden inmeye” karar verdin ve “bir insanın suçsuzluğunu ispatlamak” gerektiğini düşünüyorsun…

Gerçi 13 yıl 170 gün süren CHP’deki muktedir günlerine ve kişisel tarihine bakınca “demokrasi treninde” olup olmadığın da şüpheli görünüyor…

Meğer, “adalet” için çıktığın yollarda günlerce süren yürüyüşün bir “sağlıklı yaşam yürüyüşünden” ibaretmiş!

CHP aylardır yargı darbesiyle baş etmeye çalışırken, CHP’liler ve halk meydanlarda demokrasiyi koruma mücadelesi verirken, susup susup, tam Ekrem İmamoğlu iddianamesi kabul edilip, CHP’nin olağan kurultayının yapıldığı günlerde bu denli yüksek sesle iktidar megafonuyla CHP’ye ayar vermeye çalışman olsa olsa ancak kara mizah konusu olabilir…

İLGİLİ YAZI :  Neoliberalizmin Doğuşu ve İdeolojik Temelleri - 1

“CHP’nin artık umurunda bile olmadığını”, CHP’nin kurultayının olduğu gün, Kurultay salonuna giderek delegelerin, CHP’lilerin yüzüne karşı bu sözlerini söyleme “samimiyeti ve yürekliliğini” gösteremeyip, iktidar medyasının arka sokaklarında tenhada konuşmak “hodri meydan” deme sahiciliğini gösteriyor…

Ve dahi çoktan CHP defterini kapattığını, tek derdinin bir türlü dindiremediğin “öfke ve ihtirasın” ile kontrol edemediğin “egon” olduğunu artık şüpheye yer bırakmayacak netlikte herkes görüyor…

Cumhur İttifakı’na doğru pupa yelken giderken, kendinle birlikte siyaseten sana bel bağlamış en yakınındaki isimleri de harcadın!

Çevrendeki birkaç gözü kararmış siyasi muhterisle birlikte neredeyse yapayalnızsın!

Evet, iki yıldır CHP üyelerinin ve delegelerinin yüzüne bir çift laf edemeden, aylardır CHP’nin anahtarının iktidar eliyle altın tepside sana sunulmasını beklerken tüm hayallerin “halkın direniş duvarına” çarpıp yıkıldı!

16 belediye başkanı tutuklanırken aylarca suskunca beklemen, kayyım olarak atanma umutlarının sönmesi, şimdi çıktığın “hodri meydan” ve attığın naralar “iktidarın aparatı, yürüttüğü operasyonların kaldıracı” olmaktan ibaret…

İktidarın, “delilsiz ve temelsiz”, “soruşturmalar ve iddianamelerle” bir türlü ikna edemediği toplum nezdinde “ikna aracı ve meşruiyet üretme kaynağına” dönüşme biçareliğine düşmeyi bile göze almış haldesin, “Kemal bey!”

Bu yalnızca “duygusal hezeyanlarının” bir sonucu değil, geldiğin yeni eşikte “bilinçle, gönüllülükle” yaptığını görüyor, kavrıyoruz…

“Devlet” diye işaret ettiğin “AKP iktidarından” medet uman yakarışların, CHP’ye bir veda, “Bay Kemal’den Kemal beye” evrilen yeni siyasi yolculuğunun ilanından başka bir şey değil…

“Güle güle…. ya da hoşça kal”, demeyeceğiz elbette!

Tabi ki halkımız seni tarihte “hak ettiğin yere” koyacak ve layık olduğun şekilde anılacaksın!

Örneğin…

Zaman zaman dile getirdiğin “ismim hiçbir yolsuzluk olayıyla anılmadı” övgüleriyle değil, ama her daim “halkımızın umutlarını, hayallerini çalmakla”, demokrasimizin yıkılmasına giden sürecin kilometre taşlarını “ellerinle döşemekle” anılacaksın…

İLGİLİ YAZI :  Palantir: Dünyanın Sonunu Durdurmaya Çalışmayın

“Yolsuzluk” yalnızca maddi olarak tanımlanamaz, salt haksızca ve yasa dışı maddi imkânlar elde etmek olarak görülemez. Ve yolsuzluk yalnızca “müteahhitler” aracılığıyla da yapılmaz, “siyasi mühendislikler ve müteahhitler” eliyle de gerçekleşebilir ve bilmelisiniz ki “Kemal bey” bir halkın hayallerinin, umutlarının çalınmasına imkân tanımak, göz yummak, “bunlarla anılmak” da bir çeşit “yolsuzluktur”.

Ve siz bunun vücut bulmuş timsalisiniz!

Bu suça dair o kadar çok “somut deliliniz” var ki, halkın vicdanında çoktan “hükmünüzü” giydiniz…

“Anayasa referandumunda” ve “dokunulmazlıkların kaldırılmasında” anayasa ve yasalar yok sayılırken, hiçbir şey olmamış gibi eve gidip yastığa kafanı koyup mışıl mışıl uyumak yolsuzluğun daniskasıdır; bunun halkımızın, çocuklarımızın geleceğini nasıl karattığını, çekilen acılar ve ödenen bedellerin neler olduğunu biliyor musun Kılıçdaroğlu!

Umurunda mı, hiç sanmıyorum!

Sana artık kızmıyoruz, olsa olsa acıyoruz…

Sen tarihteki yerini aldın ve artık siyasi bir mevtasın!

Anladık, “sana biçilen görevi” yerine getiriyorsun, ama halkımızın umutlarını “bir kez daha” yıkmak için çıktığın bu yolda “başarılı olamayacaksın”

Zavallı Kılıçdaroğlu!

NOT: Bursaport’ta yazdığım Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Amok Koşusu’ başlıklı yazıyı da okuyabilirsiniz. Kılıçdaroğlu’nun bugüne nasıl geldiğini belki de biraz daha net görebilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Paylaş:

Abone Ol

spot_imgspot_img

Popüler

İlginizi Çekebilir
İlginizi Çekebilir

Peter Thiel’in Kıyametçi Dünya Görüşü Tehlikeli Bir Fantezidir

Peter Thiel, son zamanlarda Deccal hakkında yaptığı saçma sapan...

Kapitalizm Demokrasiyi Yıkıyor

Son yıllarda Amerikan ekonomisi, artan eşitsizlik, azalan boş zaman...

Ulus Devletler Burjuvaziye Aittir

Ezilen halkların koşulsuz kendi kaderini tayin hakkı için mücadele...

Cumhuriyetçi Parti’nin Groyper Fringe’i Nasıl Geleceği Oldu?

Nick Fuentes'in yükselişi ve Cumhuriyetçi Partinin radikalleşmesi, bir nesli...