Geleceği İcat Etmek: Postkapitalizmin Kapılarını Aralamak

Tarih:

İşyerinde geçen bitmek bilmeyen bir günün ardından kendinizi eve attınız. Aklınız, bir sonraki faturanızı nasıl ödeyeceğiniz, işinizi kaybetme korkusu veya sadece “koşturma”nın anlamsız yorgunluğuyla meşgul.

Bu his tanıdık geliyor, değil mi?

Çünkü bu, neoliberalizmin bize dayattığı bir hayatın gerçekliği. Peki, bu sistem kırılgan, adaletsiz ve insanlık dışı hale gelirken, neden hala içinde debelenip duruyoruz?

Dünya, bir yandan tekno-kapitalist bir döneme adım atarken diğer yandan ekonomik eşitsizliklerin derinleştiği, insanların giderek daha fazla çalışıp daha az kazandığı bir döneme girdi.

Robotlar üretirken, insanlar neden hâlâ bu kadar çalışıyor? Yapay zekâ işleri devralıyorsa, biz neden hâlâ zamanımızın çoğunu işyerlerinde geçiriyoruz?

Nick Srnicek ve Alex Williams’ın “Geleceği İcat Etmek” kitabı, tam da bu soruya yanıt arıyor. Bu kitap, sadece bir postkapitalizm vizyonu değil, aynı zamanda neoliberalizmin enkazından doğacak, demokratik ve sosyalist ilkelerle donanmış yeni bir solun manifestosudur.

“Geleceği İcat Etmek: Postkapitalizm ve Çalışmanın Olmadığı Bir Dünya”, yalnızca bir politik teori kitabı değil; aynı zamanda modern toplumun hayal gücünü yeniden harekete geçirme çağrısı. Yazarlar, neoliberalizmin “başka bir alternatif yok” söylemini paramparça ediyor ve insanın çalışmak zorunda olmadığı bir geleceği ciddiyetle tartışıyor. Bu kitap, ütopyayı yeniden meşru kılan, teknolojiyi özgürleşmenin aracı haline getiren ve sol siyasete yeni bir yön öneren bir manifesto niteliğinde.

Yazarlar Kim?

Nick Srnicek ve Alex Williams
Nick Srnicek ve Alex Williams

Türkçe’ye de Deli Dolu yayınları tarafından çevrilen kitabın arkasındaki isimler, Nick Srnicek ve Alex Williams, Londra Ekonomi Okulu’nda doktoralarını tamamlamış iki genç ve yenilikçi düşünür. İkili, “İlerici Aktivizimin Komünist Manifestosu” olarak tanımlanan “#ACCELERATE MANIFESTO for an Accelerationist Politics” adlı makaleleriyle dikkat çekmiş ve bu kitapta da aynı fikirleri derinlemesine işlemişlerdir.

Srnicek, Kanada doğumlu bir siyaset teorisyeni ve ekonomist. Londra King’s College’da öğretim üyesi olarak görev yapıyor ve özellikle “platform kapitalizmi”, “otomasyon” ve “dijital ekonomi” üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. 2016’da yayımlanan Platform Kapitalizmi adlı kitabı, Google, Amazon ve Facebook gibi teknoloji devlerinin yeni kapitalist sistemde nasıl merkezi bir rol oynadığını açıklamasıyla dikkat çekmişti.

Alex Williams ise bir akademisyen, yazar ve müzisyen. Günümüz sol siyasetinin stratejik çıkmazlarını, örgütlenme biçimlerini ve geleceğe dair politik tahayyülleri araştırıyor. Williams, hem teorik derinliği hem de aktivist geçmişiyle Srnicek’in düşünsel ortağı olarak “akselerasyonist sol” tartışmasının en etkili figürlerinden biri haline geldi.

İkili, birlikte kaleme aldıkları “Inventing the Future: Postcapitalism and a World Without Work” (Geleceği İcat Etmek: Postkapitalizm ve Çalışmanın Olmadığı Bir Dünya) adlı kitapla, sol siyaseti yeniden düşünmeye ve çağın teknolojik dönüşümünü ilerici bir geleceğe yönlendirmeye davet ediyorlar.

İLGİLİ YAZI :  Araf Dönemden Çıkış: Neoliberal Labirentten Yeni Sol Ufka

İki akademisyen, geleneksel solun yöntemlerini ve hedeflerini eleştirerek, 21. yüzyılın teknolojik imkanlarını kucaklayan yeni bir sol politika öneriyorlar.

Kitap Neyi Anlatıyor?

Kitabın ana teması, neoliberalizmin bir siyasi-ekonomik proje olarak iflas ettiğidir. Neoliberalizm bize sadece finansal krizler, derinleşen eşitsizlik, güvencesiz çalışma ve ekolojik yıkım verdi. Geleneksel sol ise bu saldırı karşısında ya 20. yüzyılın çözümlerini tekrarlamakta ya da küçük ölçekli, yerel direnişlerle yetinmektedir. Srnicek ve Williams’a göre, bu yetersizdir.

Kitap, “Peki, şimdi ne olacak?” sorusuna yanıt arar. Cevap, teknolojik ilerlemeyi ve küresel ölçeği kucaklayan, otomasyonu bir tehdit değil bir kurtuluş fırsatı olarak gören, 21. yüzyıla ayak uydurabilen demokratik bir sosyalist alternatiftir.

“Geleceği İcat Etmek”, neoliberalizmin zihinlerimize kazıdığı “başka bir alternatif yok” inancına meydan okuyan bir manifesto.

Srnicek ve Williams’a göre günümüz sol hareketleri, kapitalizmin dayattığı politik ve kültürel sınırların ötesine geçmekte zorlanıyor. Kitap, bu sınırları yıkmak için yeni bir gelecek tahayyülü öneriyor: Postkapitalist, yani kapitalizmin ötesinde bir toplum; çalışmanın merkezi olmadığı, teknolojinin insanı özgürleştirdiği bir dünya.

Yazarlar, özellikle iki soruya odaklanıyorlar:

  1. Neden sol, neoliberalizmin ideolojik hâkimiyetine karşı etkili bir alternatif geliştiremedi?

  2. Teknoloji ve otomasyon, insanı sömürüden kurtaracak bir araç olabilir mi?

Kitap, bu sorulara hem politik strateji hem de toplumsal vizyon düzeyinde yanıt arıyor. Amacı sadece kapitalizmi eleştirmek değil; onun yerine inşa edilebilecek yeni bir sistemin hayalini kurmak.

Gelecegi İcat Etmek
Gelecegi İcat Etmek

Kitap Hangi Konuları İçeriyor?

Kitap sekiz ana bölümden oluşuyor ve her bölüm ustalıkla bir öncekinin üzerine inşa ediliyor:

İlk İki Bölüm: Batı’daki baskın sol kanat düşüncesinin eleştirisiyle başlıyor. 1960’ların kültürel değişimlerinden bu yana solun “halk siyaseti (folk siyaset)” ile karakterize olduğunu öne sürüyorlar. Bu bölümlerde bugünkü protesto kültürünün, yerel inisiyatiflerin ve yatay örgütlenmelerin neden yetersiz kaldığını tartışıyorlar.

Yazarlar, son yıllarda solda yaygınlaşan “halkçı” söylemlerin sistemik dönüşüm yerine kısa vadeli tepkiler ürettiğini savunuyor. “Mikropolitika”ya ve yerel hareketlere sıkışmış bir solun, küresel neoliberal yapılarla mücadele edemeyeceğini ileri sürüyorlar.

İkinci bölüm, neoliberalizmin sadece ekonomik değil, kültürel ve ideolojik bir proje olarak nasıl zihinlerimizi şekillendirdiğini anlatıyor. Thatcher ve Reagan dönemlerinden bugüne, “bireysel sorumluluk” ve “rekabet” kavramlarının nasıl doğal hale geldiğini gözler önüne seriyor.

Üçüncü Bölüm: En çarpıcı bölüm burası. Solun halk siyasetini neoliberalizmin küresel kültürel hegemonyasındaki başarısıyla karşılaştırıyor. Neoliberalizmin nasıl böyle başarılı olduğunu inceliyorlar: Mont Pelerin Society gibi düşünce kuruluşları, uzun vadeli planlama, medyaya ve hükümete yerleşme stratejileri ele alınıyor.

Srnicek ve Williams, teknolojik ilerlemenin insan emeğini ortadan kaldırma potansiyelini özgürleştirici bir fırsat olarak görüyorlar. Robotik, yapay zekâ ve otomasyonun tehdit değil, yeni bir toplumsal düzenin temeli olabileceğini iddia ediyorlar.

İLGİLİ YAZI :  Karanlık Çağın Eşiğinde: Dünya 1930'ları Mı Yaşıyor?

Yazarlar bir tür “Hızlandırmacı Sol” öneriyor. Bu, teknolojik ve sosyal gelişmeleri hızlandırarak, kapitalizmin kendi çelişkilerini daha da belirgin hale getirmek ve onu demokratik sosyalizmle aşmaktır. Amaç, teknolojiyi kamusal mülkiyet ve demokratik kontrol altına almaktır.

Dördüncü Bölüm: Solun yeni bir modernite vizyonu sunması gerektiğini savunuyor. Cinsiyet ve ırk hiyerarşilerini yıkmanın önemini kabul ederken, evrensel insan değerlerini teşvik etmenin de gerekli olduğunu belirtiyorlar.

Beşinci Bölüm: “Gelecek Çalışmıyor” başlıklı bölümde, kapitalizmin toplumun tüm üyelerini istihdam etme yeteneğinde ve isteğinde bir kriz olduğunu tespit ediyorlar. Giderek artan bir nüfusun resmi, ücretli işin dışında kaldığını savunuyorlar.

Altıncı Bölüm: Bolluk sonrası ekonomiye bakıyor ve solun talep etmesi gereken dört temel ilkeyi ortaya koyuyor.

Yedinci Bölüm: Bu hedeflere ulaşmak için solun bu fikirler için yeni bir hegemonik statü oluşturmaya yatırım yapması, kapitalizmin başarılarının üzerine inşa etmesi ve akademik araştırmalara yatırım yapması gerektiğini savunuyor.

Son Bölüm: ‘İş karşıtı’ ya da ‘çalışma sonrası’ politikanın (insanların daha az çalıştığı bir gelecek vizyonu sunmanın) popülist bir hareketin temeli olacak kadar geniş bir çıkar grubu yelpazesine hitap etmesi gerektiğini savunuyor.

Kitabın Önerdiği Çözümler Neler?

Srnicek ve Williams hayal kurmakla yetinmiyor, somut talepler ortaya koyuyor. Solun “Solun Mont Pelerin”i talep etmesi gereken dört temel ilke şunlar: Mümkün olduğunca çok işin tam otomasyonu, çalışma haftasının azaltılması ve kalan işin daha adil dağıtılması, tüm vatandaşlar için koşulsuz ve cömert bir gelir sağlanması, iş etiğinin azaltılması.

Burada en dikkat çekici nokta evrensel temel gelir fikri. Düşünün ki çalışsanız da çalışmasanız da her ay belirli bir gelir alıyorsunuz. İşten kovulma korkusu yok, faturalarınızı ödeyememe endişesi yok. Bu durumda ne yapardınız? Belki o roman üzerinde çalışırdınız, belki yeni bir şeyler öğrenirdiniz, belki de sadece sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirirdiniz.

Ama yazarlar bu taleplerin nasıl gerçekleşeceğini de düşünmüşler. Neoliberalizmin başarı hikayesinden ders alarak, uzun vadeli strateji, düşünce kuruluşları ağı oluşturma ve fikirleri yaygınlaştırma gibi yöntemler öneriyorlar.

Tüm bu adımlar, ancak yeni bir ideolojik anlatı etrafında birleşirse etkili olabilir. Yazarlar, solun yeniden gelecek hayalleri kurması gerektiğini söylerken, ütopyayı geri çağırıyorlar.

Kitaba Gelen Olumlu Eleştiriler

Kitap yayınlandığında sol çevrelerde büyük yankı uyandırdı. Guardian’dan Zoe Williams, “Geleceği İcat Etmek, Srnicek ve Williams’ın geniş anlamda sol cenahın iki temel sorusunu ele aldığını” belirtiyor ve ekliyor: “Kritik olarak, acil görevimizi belirliyorlar: Yeni bir moderniteye tasarlamak.”

Los Angeles Review of Books, “Kitabın yeni ve güçlü bir popülizmin olumlu içeriklerini ortaya koyarken gösterdiği ikna ediciliği inkar etmek zor; dünya sisteminden tam otomasyon ve evrensel temel gelir talep ederek, aynı zamanda ütopik düşüncenin ve soldan ciddi örgütlenmenin geri dönüşünü talep ediyorlar” yorumunu yapıyor.

İLGİLİ YAZI :  Yapay Zeka Asla Arkadaşınız Olmayacak

Kapitalist Realizm kitabının yazarı Mark Fisher ise şöyle diyor: “Güçlü bir kitap: Hızla gelişen teknolojinin postkapitalist dünyasının bizi nasıl özgür kılabileceğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda oraya nasıl ulaşabileceğimizi organize edebileceğimizi de gösteriyor.”

Guardian’dan Andy Beckett de kitabın “spekülatif sol kanat eserlerinden yıllardır gelen en fazla dikkati çektiğini” belirtiyor. Aslında kitabın bu kadar ilgi görmesinin nedeni, sadece fikirlerinin cesur olması değil, aynı zamanda bu fikirlerin nasıl hayata geçirilebileceğine dair somut öneriler sunması.

Kitaba Gelen Olumsuz Eleştiriler

Elbette kitap eleştirilerden muaf değil. Bazı okurlar ve düşünürler, yazarların önerdiği vizyonun fazla teknolojik iyimser olduğunu savunuyor.

  • New Left Review gibi dergilerde çıkan yorumlarda, Srnicek ve Williams’ın otomasyona fazlaca bel bağladığı, sınıf ilişkilerinin ve sermaye gücünün bu kadar kolay dönüşemeyeceği belirtiliyor.

  • Kimi Marksist düşünürler, kitabın “politik özne” sorununu yeterince tartışmadığını, yani bu dönüşümü kimin ve nasıl gerçekleştireceğini belirsiz bıraktığını öne sürüyor.

  • Bazı eleştirmenler de önerilen Evrensel Temel Gelir modelinin pratikte kapitalizmi değil, sadece “yumuşak bir versiyonunu” sürdürebileceğini savunuyor.

Yine de bu eleştiriler, kitabın değerini azaltmıyor. Aksine, postkapitalist düşüncenin yeniden canlanmasına katkı sunduğu kabul ediliyor.

Bu Kitabı Neden Okumalısınız?

Öncelikle şunu söylemeliyiz: Bu kitap sizi rahatsız edecek. Düşündüklerinizi sorgulattıracak. Belki bir sürü şeye katılmayacaksınız. Ama işte tam da bu yüzden okumalısınız.

Çünkü bu kitap, günlük hayatımızda “normal” olarak kabul ettiğimiz şeyleri (işe gitmek, para kazanmak, tüketmek) sorguluyor. “Böyle olmak zorunda mı?” diye soruyor. Ve daha da önemlisi, “Nasıl farklı olabilir?” sorusuna cevap aramaya çalışıyor.

Kitabın en önemli mesajı belki de şu: Geleceği beklemek yerine onu kendimiz tasarlayabiliriz. Evet, kulağa ütopik geliyor. Ama neoliberalizm de bir zamanlar ütopikti. Mont Pelerin Society’nin toplantılarında bir avuç insan dünyayı nasıl değiştirebileceklerini tartışırken, muhtemelen çoğu kişi onları çılgın olarak görüyordu. Ama bak sen şu işe, başardılar.

Şimdi benzer bir şeyi solun yapması gerektiğini söylüyorlar Srnicek ve Williams. Ve bunu yapabilmek için önce hayal etmemiz, sonra planlamamamız, sonra da organize olmamız gerekiyor.

Bu kitap sizin için mi?

Eğer şu sorulardan herhangi birini kendinize soruyorsanız, kesinlikle sizin için: “Neden sürekli çalışıyorum?”, “Bu sistem gerçekten en iyi sistem mi?”, “Gelecek şimdikinden farklı olabilir mi?”, “Teknoloji bizi özgürleştirmez mi, neden daha çok köle ediyor?”

Kitap kolay değil, akademik bir dil var, soyut kavramlar var, politik teori var. Ama sabırlı olursanız, içinden çıkardığınız fikirler hayatınıza bakış açınızı değiştirebilir. En azından bir şey garanti: Okuduktan sonra işe giderken daha farklı düşüneceksiniz. “Bu böyle olmak zorunda değil” diyeceksiniz kendinize.

Ve kim bilir, belki siz de geleceği icat etmeye katkıda bulunacaksınız. Çünkü sonuçta, geleceği sürekli icat ettiğimizi hatırlarsak, onların öngördüğü postkapitalist dünya tamamen ulaşılabilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Paylaş:

Abone Ol

spot_imgspot_img

Popüler

İlginizi Çekebilir
İlginizi Çekebilir

Amerika’nın Çöküşünden Sonra Dünya

Donald Trump, Amerika'nın düşüşünü tersine çevirmek için umutsuz bir...

Sosyalistler Yeniden Dağıtımdan Daha Fazlasını Hedeflemeli

1947 yılının Nisan ayında, mimar Percival Goodman ve kardeşi,...

Trump ve Milei Latin Amerika Üzerindeki Emperyalist Kontrolü İlerletmek İçin Otoriter İttifaklarını Derinleştiriyor

Javier Milei'nin Washington'a yaptığı son ziyaret, ABD emperyalizmine boyun...

Yapay Zeka Asla Arkadaşınız Olmayacak

Bu günlerde New York metrosunu kullanırken, Friend adlı yeni...